Yesh Din, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 2023’ün Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddetinin en şiddetli geçtiği yıl olduğunu belirtti.
İSRAİLLİ ÖRGÜT, İŞGALCİ ZORBALIĞINI BELGELEDİ
Batı Şeria’da 2023’te yüzlerce Yahudi yerleşimcinin Filistin köylerine baskın düzenlediği ve düzinelerce ev ve aracı ateşe verdiği belirtilen açıklamada, “Yesh Din’in 242 yerleşimci şiddetini belgelediği ve dokuz Filistinlinin yerleşimciler tarafından öldürüldüğü 7 Ekim’den bu yana geçen ilk iki ay özellikle şiddetliydi.” ifadelerine yer verildi.
“İŞGALCİ ŞİDDETİ İSRAİL HÜKÜMETİNİN BİR POLİTİKASIDIR”
Açıklamada, “Yerleşimci şiddeti Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iddia ettiği gibi bir kampanya değil, yerleşimci şiddeti İsrail hükümetinin bir politikasıdır.” ifadeleri kullanıldı.
Yesh Din’den 28 Kasım’da yapılan açıklamada, İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria’daki Filistinlilere “savaş kisvesi altında uyguladığı şiddete” dikkat çekilmişti.
Açıklamada, şu ifadelere yer verilmişti: “Saldırılara katılan yüzlerce yerleşimciden hiç kimse bu olaylarla ilgili olarak gözaltına alınmadı, sorguya çekilmedi veya tutuklanmadı (hızla serbest bırakılan biri hariç).
Bu sadece Batı Şeria’daki kolluk kuvvetlerinin bir aksaklığı değil, aynı zamanda İsrailli yerleşimcilerin masum Filistinlilere uyguladığı şiddetli intikam eylemlerine suç ortağı olan İsrail’in bir politikasıdır.”
YAHUDİ YERLEŞİMCİ (İŞGALCİ) TERÖRÜ ARTIYOR
İsrail’in 1967’de işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 690 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşimleri yasa dışı sayılıyor.
Batı Şeria, sık sık İsrail güçlerinin koruması altındaki silahlı Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına ve saldırılarına tanık oluyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğinde 2022 sonunda işbaşına gelen koalisyon hükümetinde aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimlerin kritik görevlere getirilmesiyle bu saldırılar daha da arttı.
Filistinlilere yönelik ırkçı, ayrımcı eylem ve söylemleriyle tanınan her iki bakan da uluslararası hukuka aykırı bu Yahudi yerleşim birimlerinde yaşıyor ve Yahudi yerleşimcileri şiddete teşvik etmeleriyle hatta bu şiddet eylemlerine bizzat katılmalarıyla tanınıyor.
