Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık 2023’te sona eren 92. hesap dönemine ilişkin bilançosunu değerlendirdi.
Prof. Dr. Gürkaynak, X (Twitter) hesabından yaptığı paylaşımlarda şu değerlendirmelerde bulundu:
* Merkez bankaları kendi paraları cinsinden zarar yüzünden iflas etmezler ancak zarar yine de zarardır. Ya enflasyon, ya daha yüksek vergi, ya da daha az kamu hizmeti, emekli maaşı vb olarak vatandaşın cebinden çıkar. MB’nin bugün açıkladığı zararı da böyle görmek gerekir.
* MB dahil kamu kurumlarının kâr amacı gütmesi beklenmez, istenmez de. (Kâr amacı güden devlet vatandaşının varını yoğunu alabilir.) Ancak kamu yararını önceleyen, etkin iş yapmaları haklı olarak beklenir.
* Uzun zaman sürdürdüğümüz akıldışı faiz politikası, bunun etkilerini örtmek için uyguladığımız rezerv satışı, yetmeyince sığındığımız KKM ve yol açtığı zararın hiçbir tarafı kamu yararı değil.
* Mesele MB’nin devasa zarar etmiş olması değil, ülkeye doğrudan zararı olan politikaların sonucunda bir de devasa zarar etmiş olması.
Merkez’in zararı 818 milyar dolar
TCMB’nin 31 Aralık 2023’te sona eren 92. hesap dönemine ilişkin bilançosu, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre, 2023 sonu itibarıyla TCMB’nin aktif toplamı 6 trilyon 923 milyar 835,9 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde Banka’nın altın mevcudu 1 trilyon 417 milyar 869,8 milyon lira oldu.
Geçen yılın sonu itibarıyla TCMB’nin ihtiyat akçesi tutarı 9 milyar 664,2 milyon lira olarak belirlendi. Bu sonuçlarla Banka’nın 2023 yılındaki dönem zararı 818 milyar 182,9 milyon lira olarak kayıtlara geçti.
İktisatçılar ne yorum yaptı?
TCMB eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara ve deneyimli iktisatçı Dr. Mahfi eğilmez de Prof. Dr. Gürkaynak’la benzer yorumlar yapmıştı.
Prof. Kara, Merkez’in zararını 900 milyar TL’ye yakın tahmin ettiğini belirtirken, “Dünyanın en pahalı iktisadı deneyinin faturasının ilk taksiti”değerlendirmesinde bulundu.
Dr. Mahfi Eğilmez ise , zararın “yanlış ekonomi politikasının sonucu” olduğunu belirtti.